Ekonomi

Acil eylem çağrısı: İstanbul’da 318 bina birdenbire çökebilir

Kahramanmaraş’ta meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından İstanbul’da da olası bir deprem nedeniyle kentteki yapılaşma ve riskli yapılar yeniden gündemde.

Peki İstanbul’da riskli binalar ve dönüşümlerinde son durum nedir?

Şehir Plancısı ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, Radyo Trafik canlı yayınına katılarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) deprem bölgesindeki çalışmaları, binalarda İBB’nin hızlı tarama yöntemi ve neler yapılacağı hakkında açıklamalarda bulundu. riskli yapıların dönüşümünde yaşandı.

İBB’nin deprem bölgesindeki çalışmaları

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, İBB’nin Ekrem İmamoğlu başkanlığında AFAD’ın görevlendirmesiyle başta Hatay olmak üzere deprem bölgesinde arama kurtarma faaliyetleri, lojistik ve daha birçok konuda yoğun bir şekilde çalıştığını belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumlarının elinden gelenin en iyisini yaptığını belirten Gökçe, “Hatay başta olmak üzere bölgenin ayağa kaldırılması için olağanüstü bir çaba sarf etmeye devam ediyoruz. Daha fazlasını yapmaya çalışacağız.” terimleri kullandı.

Beklenen istanbul depremi ve hızlı tarama yolu

İBB Genel Sekreter Yardımcısı, beklenen İstanbul depremine dikkat çekerek, bu depreme büyük hazırlık yapılması gerektiğini vurguladı ve hızlı tarama güzergahıyla ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Hızlı tarama yöntemi, 2019 seçimlerinin ardından Ekrem Belediye Başkanı göreve geldiğinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte binaların depreme dayanıklılığını ölçmek ve önlem geliştirmek amacıyla uyguladığı yenilikçi bir yöntemdir.”

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gökçe, İBB’nin hızlı taramasının, riskli yapıların 30+60 gün içinde yıkılması gerekliliği ile ilgili olmadığını belirtti.

İBB’nin 3,5 yıldır bu hizmeti ücretsiz olarak verdiğini belirten Gökçe, yaptıklarının vatandaşa bir sonraki aşama için referans veren ve halka olası müdahale şekillerini gösteren bir altlık olduğunu söyledi.

“Vatandaşlarımız korkuyor”

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, İBB’nin 2022 sonuna kadar 107 bin binada hızlı tarama talep ettiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 2022 yılı sonuna kadar 107 bin binada hızlı tarama talebinde bulunan vatandaşlarımıza duyurulur. Tek tek evlerine gittik. Bunların 29.000’i, yaklaşık 30.000’i veya yüzde 30’dan azı bize onun evini hızlı bir şekilde taramamıza izin verdi. 2445 sayılı yasa kapsamında riskli yapı tespiti olmamasına rağmen. Bahsettiğim 6306 sayılı yasada vatandaşlarımız tedirgin oldular ve evlerinde böyle bir tespit yapmaktan kaçındılar.”

Gökçe, vatandaşların binalarının riskli olmasından ve yeniden yapılmasından duyduğu “korkuyu” şu sözlerle anlattı:

“Yenisini yapmaya kalkınca metrekaresi küçülebiliyor. Yeni bir tane yapmak için cebinizden paraya ihtiyacınız olabilir. Depremin harareti geçtikten sonra her iki vatandaşımız da maalesef para olduğu için istediğini alamıyor.”

“Bina inceleme sayfası kilitli”

Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerin ardından İBB’nin yapı denetim sayfasının kilitlendiğini belirten Gökçe; “Bina inceleme sayfamız 2-3 gün kilitlendi. Dakikada on bin tıklama aldığı zamanlar oldu. Ve bir günde 17 binden fazla ‘Evimi kontrol et’ başvurusu aldık. söyleyerek. Toplam 3,5 yılda 27-29 bin başvuruya cevap verebilirken, bir günde 17 bin küsur “evimi incele” başvurusunu alabildik. Şu anda da vatandaşlarımız bu anlamda evlerinin depreme dayanıklılığını incelemek için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne çok yoğun bir başvuru yapıyorlar.” paylaşılan bilgiler

“On katın üzerindeki yapılar için hızlı tarama yapılamıyor”

İBB Genel Sekreter Yardımcısı, mevzuatta bazı çıkmazlar olduğunu belirterek, 10 katın üzerindeki yapıların hızlı bir şekilde taranmasının mümkün olmadığını söyledi. 10 katın üzerindeki binaların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından akredite edilmiş kuruluşlar tarafından denetlendiğini belirten Buğra Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Teknik olarak 10 katın üzerindeki yapılarda hızlı tarama yapılamaz. 10 katın üzerindeki binalarda Çevre Şehircilik Bakanlığı’na akredite olan ve bunu inceleyen kuruluşlar bulunmaktadır. Daha donanımlı malzemelerle profesyonelce onlar tarafından yapılması gerekiyor. Ancak 10 kata kadar olan binalarda 2000 yılından önce yapılmış binalara öncelik veriyoruz. Çünkü eski yönetmeliğe göre yapıldığı için risk faktörünün daha yüksek olduğunu düşünüyoruz. Bu tür hazırlıklara başlıyoruz. Ancak mevzuatımız mesken maliki tarafından yapılacak bu tür başvurulara bir sınırlama getirmektedir. Şimdi bu depremden sonra bu kısıtlılığı aşmak için bazı çalışmalar yapıyoruz. Aldığımız başvuruların çoğu depremden sonra İstanbul dışından geldi. Neredeyse yarısı. Yani İstanbul dışındaki vatandaşlarımız da konutumuz olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin depreme dayanıklılığını denetleyebilsin diye. Bu hem buraya duyulan güvenin göstergesi hem de vatandaşın çaresizliğinin belgesidir.”

“2000 öncesi binaların risk faktörü yüksek”

Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerin ardından birçok şeyi yeniden gözden geçirmek gerektiğini vurgulayan Buğra Gökçe, “Kendimize şapka çıkarmamız gerekiyor” dedi. dedi ki:

“Deprem bize bunu gösterdi. Ruhsattan yapı kullanma izin belgesine geçebildiğimiz sürece planlama süreçlerinden yer seçimlerine, ruhsatlandırma süreçlerinden, bu aşamada yaptığımız yapı kontrol çalışmalarından binalardaki deformasyonların kontrolüne kadar her şeyi gözden geçirmemiz gerekiyor. doluluktan sonra. Şapkayı öne koymalıyız. Yanlış bir şey yapıyoruz. Yani Kahramanmaraş, Elbistan ve Pazarcık’ta 10-12 katlı, yeni yapılan ve birkaç yıllık binaların çöktüğü basına yansıdı. Peki biz ne dedik? Önce 2000 yılının binalarını inceliyoruz. Çünkü bunlar eski yönetmeliğe göre yapıldığından risk faktörünün yüksek olduğunu düşünüyoruz. Birkaç yıllık binaların yeni yönetmeliğe göre yapılmış olması ve dolayısıyla böyle bir depremde bu yönetmelik kurallarına göre hamburger şeklinde yıkılmaması gerekirdi. Hasar da görülebilir, ancak hamburger şeklindeki bir çökme, statik bir eksiklik veya deformasyon olduğunu gösterir. Bu nedenle bu binaları yaparken, yani yapı ruhsatı verirken, denetimlerde, yapı denetim süreçlerine oturmaya başladıktan sonra ihmal ettiğimiz bazı aksaklıklar yaşıyoruz. Bazı şeyleri yeniden değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.”

“Kapsamlı bir şehircilik reformuna ihtiyacımız var”

Bina denetiminde eksiklikler olduğunu ve bina yapım aşamalarında yaşanan aksaklıkları anlatan İBB Genel Sekreter Yardımcısı, şunları söyledi:

“Şimdi araç alınca size araç için ruhsat veriyorlar ama bu ruhsatla yollarda sonuna kadar gidemez. Periyodik aralıklarla sizi bakım muayene istasyonlarına çağırırlar. Araçta bu muayene yoksa polis de teslim edecek. Sizi trafikten uzaklaştırabilir. Siz de periyodik aralıklarla yetkili yerlere gidiyorsunuz. Her yeri kontrol edemezsiniz. değil mi Evi satın aldın. Hele ki evinizde oturulacak bir yer varsa. Bu konutta, herhangi bir kurum veya kuruluş şikayette bulunur ve belediyeye teftiş görevi verilmezse, denetleme zorunluluğu yoktur. Yani alt kata kiraladığınız işletme kolon kirişi kesmiş olabilir. Ya da deforme etmiş olabilir. Balkonu mutfakla birleştireceğim diye komşulardan biri giydirme cepheye, taşıyıcı sisteme zarar vermiş olabilir. Veya depolama hacimleri veya barınaklar başka amaçlar için kullanılmaktadır. Bunu yaparken statik sistemi tekrar deforme edecek kayıplar olabilir. Bunları periyodik olarak denetleyen bir mekanizmamız yok. Bu nedenle işgal altındaki binalarımız açısından bile bir kontrol eksikliğimiz var (işgal demek oturma izni olan bina demektir. Bu anlamda güvenli olduğu söylenebilir, tespit edilmiştir). Evet, yapı ruhsatı alınan binalarımız için öyle süreçlerden geçiyoruz ki artık oturum almak bir zorunluluk olmaktan çıkıyor. Nereden? Devlet periyodik olarak imar affı çıkarıyor. Neden gerçekten yeniden yerleşim alamıyorsunuz? Taahhüt ettiğiniz projeyi, belediyeye verdiğiniz projeyi, yapı ruhsatını aldığınız projeyi yapmadığınız için yerleşim alamıyorsunuz. Neden projenize uygun hale getirmediniz? Çok fazla metrekare yaptınız. Ya da tanımlanması, yapılması gereken proje detaylarından bazılarını hayata geçirmedik. Bu nedenle iskan başvurusunda bulunduğunuzda belediye size iskan vermiyor ama bu ülkede bu sizin için çok çelişkili bir durum değil. İmar affını bekliyorsunuz. Neyse yaptığınız o fazla metrekareler, muhtemelen binanın statiğini bozacak, kendi içindeki stat bütünlüğüne zarar vermeyecek bir şeye ek bir yük katacak ve muhtemelen böyle olası bir sarsıntıda boşa gitmesine sebep olacak, ama devlet para karşılığında seni affetti. Artık biliyoruz ki böyle bir mekanizma, böyle bir sistem, denetimsizlik, yapı denetim kurumları işlerinde karne kiralıyor. Müteahhitlerin yapı kontrol kuruluşlarının fiyat verdiğini biliyoruz. Normalde yapı denetim kuruluşlarının aynı anda inşaat faaliyeti yürütmesi yasak… Ama biliyoruz ki diğer iştiraklerle, başka isimlerle yapı denetim şirketleri de aynı zamanda inşaat şirketi işi yapıyor. Bu ne anlama gelir? Kendi inşaatını denetlemek demektir. Başka isimlerle. Dolayısıyla bahsettiğimiz büyük deformasyonun ya da yapı ruhsatlarının nasıl verildiğinin modülü bu olduğunu biliyoruz. Ya da yeniden yerleşim için temel projelerin yeniden yerleşimden sonra hazırlandığını, ancak inşa edildikten sonra başka türlü uygulamaların yapıldığını ve bunların görülmediğini biliyoruz. Bütün bunlar, sistemimizde bir şeylerin eksik ve eksik yapıldığının belgeleridir. Kapsamlı bir afet ve kentleşme reformuna ihtiyacımız var.”

Belediye olarak sadece İBB hızlı tarama yapıyor.

Türkiye’de belediye olarak sadece İBB’nin hızlı tarama yaptığını vurgulayan Gökçe, bu çalışmanın bilinçli olarak ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkilendirdiği kurumlar tarafından yapılması gerektiğini söyledi. Yanlış yapılırsa faydadan çok zarar getireceğini belirten İBB Genel Sekreter Yardımcısı, “Bizim ne yaptığımızla bakanlığın akredite ettiği firmaların ne yaptığından bahsetmeye çalıştım arada fark var. Bir önceki adımı yapıyoruz. Yaptıklarının geri dönüşü yok. O çekirdeği ve binanızın riskli olduğuna dair bir notu aldığınızda bu bakanlık tarafından ilgili tapu müdürlüğünün beyanlar bölümüne şerh olarak belediyeye gönderilir. Bu nedenle belediyenin binanızı boşaltması ve belirlenen süreler sonunda bu binanın yıkımını test ve denetlemesi gerekmektedir. Bu bizim değil.” iletilen bilgi.

“Bina durduğu yerde çökebilir”

En riskli binaların D ve H kümelerinde bulunanlar olduğunu belirten İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, İstanbul’da E sınıfında bile 318 bina olduğunu belirterek, “Bu ne anlama geliyor? Bina olduğu yerde çökebilir.” sözlerini kullandı.

Riskli bina tespiti ve dönüşümlerinde mevzuatta bazı sınırlamalar olduğunu belirten Gökçe, şu bilgileri paylaştı:

“Bulgularımıza göre birinci katta 318 yapı var. D ve E kümelerini sayarsanız 1.525 bina var. Burada mevzuatın bazı sınırlamalarıyla karşılaşıyoruz. Nereden? Belediye olarak artık 6545 sayılı yasa ile bunları riskli yapı ilan etme şansımız oldu. 6306. Zorla yapıyoruz ama oturanların yüzde 60’ı kiracı. Devlet de kira yardımını kiracıya vermeyeceksin ev sahibine vereceksin diyor. Ve biz bunu üç katı olsun diye meclis kararına sunmadan önce 1.150 lira diyordu. Şimdi özellikle İstanbul’da 1.500 liraya çıkardılar. Diğer şehirlerde 150 TL. İstanbul’da 1.500 liraya kiralık ev bulmak mümkün mü? Olumsuz. İstanbul’da bunu üç kat daha fazla hayata geçireceğiz. Bu konuda kararlıyız. Ve bu 318 binadan başlayıp bin 525 binaya çıkararak 4 bin 500 lira kira yardımı verecek ve içindekileri boşaltacak.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu